BAŞARIDA AİLENİN ROLÜ

BAŞARIDA AİLENİN ROLÜ

26.09.2024 74

BAŞARIDA AİLENİN ROLÜ

BAŞARI VE AİLE

Her anne-baba çocuğunun okulda ve sınavlarda başarılı olmasını arzu eder. Çocuğuna bu konuda destek vermek kuşkusuz her anne-babanın en önemli görev ve sorumluluklarından biridir, böyle de olmalıdır. Çoğu anne-baba bu konuda duyarlı olmasına rağmen neleri, nasıl, ne zaman yapacağını tam olarak bilemez.
Değinilen konular; başarı kavramı, çocuklarımızın başarılı olması adına yaptığımız yanlışlar, başarıyı destekleyen aile tutumları.

BAŞARIDAN NE ANLAMALIYIZ?

Her anne-baba çocuğunun başarılı olması için elinden geleni yapar ve iyi bir eğitimin çocuğunu başarılı kılacağını umar. Bu umudun altında, okul başarısının kısa vadede meslek ve iş başarısının, daha uzun vadede yaşam başarısının temelini oluşturacağı inancı yatar. Oysa okul başarısı bireyin meslek başarısını garanti etmez. Okul başarısı başka bir tür başarı, meslek başarısı ise okul başarısını da kapsayan ama daha birçok yönü de içeren daha karmaşık bir başarı türüdür. Başarı sosyal duygusal ve kişilik yönleriyle de ele alınmalı.Yaşam başarısı ise, kişinin tüm gereksinmelerinin (yaşamsal gereksinimler, zihinsel gereksinimler, duygusal gereksinimler, yaşama anlam verme gereksinimi) hepsine hitap eder ve onun yaşamının tümünü kapsar. Okul yıllarında ders başarısı orta olan, hatta gerektiği kadar uyum sağlayamayan, buna karşılık yaşam başarıları yüksek olan çok sayıda birey vardır.
Anne-babalar çocuklarının başarılı olmasını isterken gerçekten ne istediklerini çok iyi bilmek zorundadırlar. Çünkü anne-babanın başarı anlayışı, onların çocukla etkileşimine yirmi dört saat boyunca yön verir, anne-babanın çocukla kurduğu bu temel ilişki, onun özünü, karakterini, yaşama bakış tarzını biçimlendirir.

 

BAŞARI

Yaşamdaki amacını bilmek,
Potansiyelinin son noktasına ulaşmaya çalışmak
Ve başkalarına yararlı tohumlar ekmektir.

BAŞARILI İNSANLARIN BİRKAÇ ÖZELLİĞİ;

Başarma İsteği ve Hevesi
Başarılı insanlar çalışmaya başlarken stres, panik yaşamazlar, istek, heves, şevk duyarlar. Çocuğun başarma isteğini, hevesini canlandırmak için onun sınırlarına ve sorumluluklarına saygı duymak, onun yerine karar vermeyi bırakmak, o konuştuğunda yargılamadan dinlemek gerekmektedir.
Çocuğun kendisini, yaşamını, ilişkilerini keşfetme çabasına ve birşeyleri deneme yanılma yoluyla bulmasına yani yaşam direksiyonunu eline almasına izin verilmelidir. Yaşamının direksiyonuna oturduğunu hisseden çocuk da heyecan ve şevk artması görülecektir.

Hedef Belirleme

Her çocuğun, yapmak istediği şeyler hakkında hayalleri ve umutları vardır. Ailelerin bu hayalleri ve umutları küçümsemeden, yargılamadan dinlemesi, bu hayal ve umutların gerçekçi olması yönünde çocuğu desteklemesi çok önemlidir. Çocuk kendisinin belirlediği ve ailesinin desteğini aldığı hedeflerine ulaşmak için ders masasının başına istekli oturur ve şevkle ders çalışır.

Duygu ve Düşüncelerinin Farkında Olma

Çocuklar ilk olarak dış dünyayı keşfederler, zamanla kendi içlerine yönelirler, kendi duygu ve düşüncelerini gözleyerek farkına varmaya başlarlar. Çocuğun kendisiyle, duygu ve düşünceleriyle ilgili farkındalığının gelişmesi, kendine saygı ve güven duyması için ailenin çocukla iletişim içinde olması ve ""Seni umursuyorum"", ""Seni olduğun gibi kabul ediyorum"", ""Sen değerlisin"", ""Sana inanıyorum"", ""Seni sen olduğun için seviyorum"" 


mesajlarını vermesi gerekir. Bu mesajlar ilişki içinde sözle değil, davranışla iletilir. Bu tür iletiler, yaptığı seçimlerle kendi yaşamını oluşturan ve bu seçimlerin sorumluluğunda olan çocuklar ortaya çıkartır.

Sorumluluk Bilinci

Çoğu ailede çocuğun sorumluluğunu anne-baba kendi üzerine aldığından, çocukta sınırlar ve sorumluluk bilinci gelişmemektedir. Sınırlar ve sorumluluk bilinci gelişmeyen çocuk gelişemez. Çünkü yıllarca koruyucu ve denetleyici tutum içinde olan anne-baba çocuğunun karşısına çıkan sorunlarla onun yerine uğraşmış, iyi niyetli bu yaklaşımıyla çocuğun sorunla başbaşa kalarak gelişmesine engel olmuştur.

Koruyucu ailelerin çocukları onlar için herşeyden önemlidir. Bu tür ailelerde cocuğun yoğun olduğu dönemlerde ödevlerin anne-baba tarafından yapıldığı bile görülür.
Denetleyici aileler çocuğun ders çalışma süreçlerini kontrol altında tuttuklarından çocuklarının tek başlarına iş yapabileceklerine inanmazlar. Denetleyici anne-baba değişik bahaneler bulup sık sık çocuğun odasına girer ve ne kadar ders çalışmış diye çaktırmadan kontrol etmeye çalışırlar. Ailelerin çocuğun sınırlarını ihlali yalnız ders çalışma zamanına müdahaleyle kalmaz. Bazı anne-babalar çocukların sosyal yaşamlarına izin vermez. Bu durumda öğrenci ""Nasıl olsa annem-babam benim yeterince çalışmadığımı düşünüyor, bari çalışmayayım"" diye düşünmeye başlar.

Kimi ailelerde de çocuğu aşırı serbest bırakma ve aşırı bağımsızlık verme eğilimi vardır. Bu ailelerde çocuk hiçbirşeyden sorumluluk duymaz. Bu tür bir aile tutumuyla büyüyen çocuk soruşturmayı, fikir almayı öğrenemez.
Gençlerde sorumluluk bilinci oluşturabilmek için; yaş dönemine ve gelişimsel düzeye uygun sorumluluklar vermek, kararları onun vermesini istemek, onu bu yolda desteklemek, sonuçları düşündürmek, değerlendirmek, eleştirmek ve onun bunu yapmasını sağlamak ,yanlışlarını görmesine, yanlışlarını kabul etmesine yardımcı olacak analiz gücünü kazandırmak gerekir.

""İzin verelim de çocuklarımız yaşamlarını tirübünlerde seyirci olarak değil, sahada oyuncu olarak geçirsinler""


Kaynak: Doğan Cüceloğlu Başarıya Götüren Aile Remzi Kitabevi İstanbul 2006